30 Ekim 2009 Cuma

Bir yağmurlu İstanbul sabahından


Tahta bir köprünün üzerinden bir ormanın yüreğine ilerlemeyi,



Mavi bir göldeki dağların suya vuran aksini,


Uzaklarda bir Rum Manastırındaki çam ağaçlarının yeşilliğini,


Yosunların taşlarda boy veren ahengini,



Böğürtlenlerin davetkar duruşunu,


Bir yaprağın damarlarındaki çizgilerini,


Yamaçlardaki pembe çiçekleri,


Durgun bir göletteki kuşların sesini,


Bir kemanın tellerinden yayılan sessizliği,


Derin bir vadideki kuşların sesini,


Taşların üzerinde sekerek inen damlaları,


Nilüferlerin sudaki ahengini,


Ve bir gökkuşağının dağların üzerinde dansedişini....


Unutuyoruz..






Bu evrende, her saniyenin koşarak ilerlediğini


ve yeniden geri dönüş şansımız olmadığını


Unutuyoruz....

.................






Bir yağmurlu İstanbul sabahından sevgilerimi ve saygılarımı gönderiyorum...


Dostlukla..


Efsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder