15 Aralık 2020 Salı

FELSEFE MEKTUPLARI -3 (HERAKLEİTOS VE İNSANIN AKLININ ANAHTARI )

 ( AYNI IRMAKTA İKİ KERE YIKANILMAZ)

ποταμοῖσι τοῖσιν αὐτοῖσιν ἐμϐαίνουσιν, ἕτερα καὶ ἕτερα ὕδατα ἐπιρρεῖ."

 "Aynı ırmaklara girenlerin üzerinden farklı sular akar"

"Ποταμοῖς τοῖς αὐτοῖς ἐμβαίνομέν τε καὶ οὐκ ἐμβαίνομεν, εἶμέν τε καὶ οὐκ εἶμεν."

 "Aynı ırmaklara gireriz ve girmeyiz. Hem varız hem yokuz.


İyi akşamlar..

Deniz;  henüz altı yaşında olan  bir kız çocuğu.

Günlük hayatta çok kıvrak  zekalı, çok hazır cevap bir çocuk.

Bu yıl, ilkokul birinci sınıfta ve okumayı yeni öğreniyor.

Ya da  öğretilmeye çalışılıyor.

Pandemi nedeni ile öğretmenleri onlara internet üzerinden ve cep telefonları aracılığı ile ulaşıyor.


Yeni öğretim sisteminde, önce tek  tek harfleri öğretiyorlar.

Annesi, Deniz'in hiç ders çalışmadığından ve okumayı  öğrenemeyeceğinden sürekli dertlenip duruyordu.

Geçen sabah evlerine kahve içmeye uğradığımda, Deniz, gel birlikte derslerini tekrar edelim dedim.

Çocuk kitaplarını  ve defterlerini getirdi.

Okumaya çalışıyor ama bir türlü iki harfi birlikte söylemeyi  başaramıyor.

Kelimelerle birlikte yazsa da, yine tek tek harflerde durup, annesinin yüzüne  bakıyor.


O sabah ve ertesi öğlen, Deniz'in dersleri konusunda ısrarcı oldum ama en sonunda pes ettim  ve  

Deniz'ciğim seni boşuna yormayayım,dedim.

Bütün bu hikayeyi neden anlattım.

Heraklietos'u anlatmak için.

Bu  dönemki felsefe konularım  içinde aklımda kalan  en önemli filozoflardan  birisi  "Herakleitos".

Heraklietos, Mİlat'tan önce 435-475 yılları arasında yaşamış Ephesos'lu (Efesli) bir düşünür.

Zengin  bir ailenin oğlu olarak dünyaya geliyor ama zenginliğin insanı bozduğunu düşündüğü için ailesinden kalan mirasını kardeşine  bırakıyor.

Yaşadığı dönemde hem siyasi yapıyı hem de Efes Kentinde birlikte yaşadığı insanları acımasızca eleştiriyor. Halk kitlelerini aklın sesine kulak vermeyen, kör ve cahil  kimseler olarak niteliyor.

Doğa üzerine" isimli eseri  günümüze ulaşmış.

Ateş ve Logos kuramı ile aslında  uyanıkken uyuyan insanlığı  dürtüp onu uyandırmaya çalışıyor.

"Tek bir ortak akıl (ilke yani logos)  vardır. Ama çoğunluk kendilerine ait bir akıl (Pherenosis) varmış gibi  yaşar. "

"Evren, uyanık olanlar  için tek ve ortaktır. Ama uykudayken her insan yana, yani kendi özel evrenine dönüp kıvrılır." diyor.

ATEŞ- LOGOS

Herakleitos eserine logos ile başlıyor:

 "Bu  her zaman var olan logos'u insanlar  yalnızca işitmeden önce değil,  işittikten sonra da anlamıyorlar.  Her şey bu logos'a göre  olup bittiği ve  ben her şeyi doğasına göre ayırt  ettiğim ve nasıl olduğunu bildirip  açıkladığım halde, söylediklerimle ve  yaptıklarımla karşılaştıklarında acemi gibi  davranıyorlar. Uykudayken  ne yaptığını  unutan öteki  insanlar gibi bunlar da uyanıkken  ne yaptıklarının  farkında değiller…."

 Nesnelerin kendisinden gelip, kendisine gittikleri ilk maddenin ateş olduğunu söylemiştir. Ona göre dünyamız sonsuz canlı ateşten değişmeyle meydana gelmiştir ve bir vakit gelecek sonunda tüm-ateşe girecektir, böylece akış yeniden başlayacaktır.

 Karşıtların savaşı, oluşun zorunlu ve tek koşuludur. Eğer karşıtlıklar arasındaki savaş olmasaydı hiçbir şey olmazdı. Evren, karşıtlıkların savaşının oluşturduğu bir uyum  harmonia'dır:

 "Karşıt olan şeyler bir araya gelir ve uzlaşmaz olanlardan en güzel uyum doğar. Her şey çatışma sonucunda oluşur.

 Her şey akar ve sürekli değişir.Ana madde olarak gördüğü Ateş bir an için bile hareketsiz kalmayan bir maddedir.


SONUÇ:

Aklımı  kurcalayan ve kalbimi acıtan  şey ise, çoğu zaman ben de içinde bulunduğum ortamlarda, kendimi, insanlara karşı Heraklietos gibi acımasız bir eleştiri içinde buluyorum.

İkibin beş yüz yıldır, insanın hamuru değişmemiş olabilir mi…

Yada, insanın AKLININ ANAHTARINI AÇMAK  neden  bu kadar zor.

Yeni sorularda görüşmek dileğiyle..

İyi akşamlar.


Sevgi  ve saygılarımla.

Efsun

15.12.2020- Gemlik Körfezi 

--


25 Ocak 2020 Cumartesi

KAYSERİ, NİĞDE, ADAPAZARI, İZMİT YOLLARINDAN İZLENİMLER


Gecenin bu ilerleyen saatlerinde, aklımdakiler ve ruhumdakiler uçup gitmesin istedim.  Ve  bu hafta içinde adım adım  dolaştığım şehirlerden kalan yol ve insan izlenimlerimi satırlara dökmek istedim. 

Geçen yıldan devam eden  bir Aile Hukuku Davası'nda verilen karar , Yargıtay tarafından  bozuldu. 
Hem de benim  müvekkilim aleyhine.  
Benim müvekkilim genç bir öğretmen kızcağız. 
21 yaşında iken,  bir doktor ile görücü  usulü evlendirilmiş. 
Doktor eş, sanırım  ruh ikizi çıkmamış ve kızcağız  mutluluğu yakalayamadığı ve eşin baskılarından  bunaldığı için intihara teşebbüs etmiş. 

Niğde Aile Mahkemesi,  kızın  boşanmasına ve doktor eşin kıza tazminat ödemesine karar vermişti.
Fakat Yüksek Mahkeme, kızın intihara teşebbüs etmesini " KUSURLU " davranış olarak değerlendirdi ve kararı iptal etti. 

İşte, Niğde'ye bu duruşma için  gittim. 

Niğde'ye doğrudan uçak yok. 
Önce Kayseri'ye uçak ile gittim. 
Sabah sabah beni  karlı dağlarda, pırıl pırıl bir güneş karşıladı beni. 
Ben, yeni bir şehre indiğimde kendimi hep mutlu hissederim nedense. 

Pazartesi  akşam üstüne kadar Kayseri şehir merkezinde dolaştım ve  saat 17,00 otobüsü ile Niğde'ye doğru yola çıktım. 

Niğde'ye ulaştığımda, gecenin karanlığı  ile birlikte   usul usul  kar yağışı başlamıştı. 

O geceyi Niğde Öğretmen Evi'nde  geçirdim. Harika  bir bina. 
Rus'ların  taş binalarına benziyor. 1800'lü yıllarda okul binası olarak yapılmış. 

Bahçesinde, dev çam ağaçları vardı. Sabah uyandığımda kendimi Moskova'da  eski bir Daça'nın  bahçesinde hissettim. 

Duruşmadan sonra,  Niğdeli çok iyi kalpli bir avukat arkadaşımın  desteği ile kolayca Kayseri^ye ulaştım. 
Kızıma  biraz Kayseri hediyesi aldım. 

Ve akşam uçağı ile İstanbul Havaalanına indim.
Bir uçak yolculuğunda  en sevdiğim kelime " HAS LANDED" kelimesidir. 


İki gün sonra da, İzmit aktarmalı Adapazarı'nda   adliyede bir  bilirkişi incelemesine  gittim. 

Dönüşte, İzmit'teki okul arkadaşıma uğradım. 
İzmit'e bayıldım. Çok sevimli bir şehir imiş. Tarihi kalıntıları ve sevimli  bir çarşısı var. 
En yakın zamanda yeniden gitmek istiyorum. 

Ruhumun gezgin tarafı böyle küçük gezilerden keyif alıyor. 
Ama birgün daha uzun gezilere çıkma hayalim hep kalbimde..