Günaydın
Bu satırları İstanbul- Ankara yolculuğunda yazıyorum.
Sabah 6.45 otobüsüyle Çağlayandan yola çıktım.
Akşamdan bir haftalık hava durumunu öğrendim.
Dünden beri televizyonlar Ankaranın karlı manzaralarını gösteriyorlardı.
İçime yün fanilamı ve yün pantolonumu giyerek yola çıktım.
Sabah serinliğinde henüz İstanbul semalarında beyaz bir sis vardı.
Köprünün uzun demir direklerine hayranlıkla baktım.
Boğazı geçerken,
uzaktan birinci köprünün nazlı duruşunu
ve Kulelinin kulelerini seyrettim.
Sonra başımı diğer yöne çevirdim.
Karadenizin maviliği usul usul Marmaraya iniyordu.
Ben yollarda olmayı seviyorum.
Otobüs ilerledikçe cama vuran yağmur damlaları artmaya
ve camın arkasından gelen serinlik hissedilmeye başladı.
Otobüste internet çalışıyor.
İki katlı olan otobüsün birinci katı kahvaltı için ayrılmış.
Sabahleyin doğrudan bu kata oturum.
Fırında ısıtılmış sıcak ekmeğime tereyağını sürerek
ve yeşil çayımı içerek kahvaltımı yaptım,gazetemi okudum.
Manzaranın yeşilden griye,
grıden de beyaza dönüşecek olması çok heyecan verici..
Ankara yollarından sevgiler.
Efsun..