21 Mayıs 2010 Cuma

BAHARA YOLCULUK



Karlı dağların tepelerindeki sis bulutları kentin yamaçlarındaki evlerin çatılarını dolaşıyor bu sabah.

Günlerden bir cumartesi,

Aylardan mayıs

Yıllardan ikibin on….

Yüreğinizdeki bahara yolculuk için kapatın gözlerinizi….

Otobüsün şöförü, Çardak Havaalanı sapağına gelince yavaş yavaş frene bastı.

26 numaralı koltuktaki,

mor çizgili sırt çantası olan yolcu

Ataşehirden yola çıkarken,

burada inmek istediğini söylemişti.

Bir bahara yolculuk yapacaktı.

Doruklarında beyaz bulutların dolaştığı

Yeşil eteklerindeki kırmızı gelinciklerle mavi bir doruk karşıladı onu.

Sabah çiğleri,

gelinciklerin kırmızı yanaklarında

bir gözyaşı gibi sıralanmıştı.

Uzaklarda mavi bir ışıltı…

Yeni doğmaya başlayan

Sabah güneşinin sesi,

Mavi bir su perisi gibi bekleyen

Kırmızı kiremitli

köyün aksine yansımıştı.

Bir fotoğraf karesine sığamayacak kadar

Gerçek ve güzeldi her şey.

Bir pınar başında mola verdiler.

Pınarın sularının indiği düzlükte,

gri kasketli bir köylü

Anason tarlasını sulamaktaydı.

Yemyeşil bir ovanın kenarında

Gelincik tarlalarının davetiyle

İçtiler sabah çaylarını…

Çantalarını sırtlarına vurdular yeniden

Yeni bir mola yerinde

Başka bir çay yudumlamak üzere….

22 .05.2010

Bağbaşı Köyü- Denizli

20 Mayıs 2010 Perşembe

18 Mayıs 2010 Salı

SAMARAKIS VE BIR PAZAR AKSAMI

Kirmizi sarabimi yudumlarken,
uzaklardan atilan silah seslerini duyuyorum.
Bir Pazar aksamindayiz.
Butun ulke futbol maci izliyor.
Istanbul sessiz ve sakin.
Evimizin onundeki ana caddedeki kirmizi isikta bekleyen sadece bir tane araba var.
Sol tarafimdan yukselen kizilliktan
Arada sirada, birer mesale gibi
Yesilkoy Havaalanina ucaklarin indigi goruluyor,
Sag tarafim karanlik bir mavi..
Minarelerin ve sokaklarin isiklari aydinlatiyor uzaklardaki tepelerin siluetlerini..
Tam karsimda Fatih Camisi duruyor.
Bugun, Andonis Samarakis“in -Yanlis- isimli romanini bitirdim.
Ari Cokona cevirmis Turkceye.
Bir sabah,
bir kahvehanede,
bir adam
kahvesini yudumlarken,
bir adamin ayagi takilir
ayagina.
Tam da sag nasirina basmistir…
…….
Iste hikaye boyle basliyor…
Ayagina basilan adami,
Gizli bir orgut uyesi diye iki Gizli Servis Ajani
Sorgulanmak uzere baskente goturuyor.
Gizli Servis Ajanlarinin gizli bir gorevi vardir:
“…Duygulari olan bir insan gibi davranmaya calisacaksin. Yani bir ‘insan’ rolune gireceksin.”
Kitap, zaman icinde ve konular icinde gidip gelmekle, olaylari birbirine cok guzel baglamis.
Ama son bolumde, artik ‘insan’ rolunu oynamakla,
Belki de insanligini hatirlamis olan Gizli Servis ajaninin duygulari ile
ayni insani duygularla ona tepki veren
zanlinin duygulari biraz daha ayrintili olabilirdi.
Son bolum sanki bir ozet .
Oysa vurgulanmak istenen en onemli kisim orasi.
Yine de cok basarili bir kurgu.
16-05-2010
Istanbul- 21,17-pm-
efsun
http://www.iletisim.com.tr/iletisim/bigimage.aspx?bid=1257
http://kitap.antoloji.com/yanlis-kitabi
http://cevirmeninnotu.blogspot.com/2008/04/ari-okona.html

14 Mayıs 2010 Cuma

BIR ADA SABAHINA YOLCULUK

http://www.youtube.com/watch?v=mgkk0Hdwmo8&feature=fvst
Bugun sizi bekleyen ne bir servis otobusu, ne bir taksi ne de dolmus var..
Bugun ne bir durusma, ne bir toplanti ne de uzun bir yolculuk sizi bekliyor…
Kendinize bir sabah hediyesi verdiniz
Ve bu sabahinizi bir ada kahvaltisina ayirdiniz…
Sizi once guzel bir vapur yolculugu bekleyecek..
Guvertede oturup, gunesin sizinle birlikte yolculuk etmesini hissedeceksiniz..
Sirtiniza tatli bir serinlik vuracak..
Aldirmayin, sabah serinligidir, size dokunmaz..
Vapura gelirken, yaniniza bir Nazim kitabi alin.
Herhangi birisi olabilir ama en guzeli Prag baharini tasir.
Vapura binmeden once,
Iskeleden simit almayi unutmayin.
Biraz kendiniz icin,
Biraz Ada dostlariniz icin
Biraz da Bogazin mavi sularinda yasayan martilar icin…
Ada vapurlarinda sabahlari leylak kokar.
Binerken derin bir nefes alin.
Guverteye gecin dogrudan, soyle gunesun yavasca nefes aldigi bir tarafina,
Sabah caylari dagitildiginda, kendinize bir cay soyleyin,
cebinizdeki simitlerden bir parcasini
ve mavi bir dalganin kenarinda sallanan sabah serinligini birlikte hissedin…
Kaptanin uzun dudugunu duydugunuzda,
gozlerinizi dogrudan denize cevirin.
Usul usul uzaklasacaksiniz
Galata Kulesinden, Ayasofyadan, Mavi Camiden…
Sultanahmetin silueti kalacak arkanizdaki dalgalarda.
Vapurun, bogazin sularinda acitigi dalgalari seyrederken,
uzaklarda,
Yenikapi aciklarinda demirlemis gemileri goreceksiniz..
Gemilerin guvertesinden yansiyan isiltiyi
Ve masmavi bir serinlikte piril piril Marmara“yi…
Hayal bile edilemecek kadar guzel duracak
Karadenizin girisinde size selam duran Bogaz Koprusunun goruntusu…
Vapurunuz ilerledikce,
yan tarafinizda marti sesleri duyacaksiniz.
Beyaz kanatlari ve muhtesem ucuslari ile guzelim martilar…
Simdi,
cebinizdeki simitlerden minik parcalar kopararak
martilarla paylasin…
Dikkatlice atarsaniz,
daha denize dusmeden kapacaklardir sizin gonderdiginiz simit parcalarini..
Usul usul iskeleye yanasirken vapurunuz,
sizi bekleyen dostlarinizi goreceksiniz birden…
Simdi, cebinizde kalan son simitleri de elinize alin,
kucaklasirken siz bekleyen dostlarinizin yuregi ile,
usulca simitlerinizi onlarin cebine koyun….
Afiyet olsun….
13-05-2010 persembe
Sabah 08,03
Efsun

A JOURNEY TO THE ISLAND’S MORNING

http://www.youtube.com/watch?v=mgkk0Hdwmo8&feature=fvst

Today, neither a service bus ıs waıtıng to you nor a taxi ..
Today, neither a judge ıs waıtıng to you nor a meeting , nor a long journey ...
You have a morning gift by yourself.
And you spare thıs mornıng an island breakfast...
Fırst, a beautıful boat voyage will wait to you.
You wıll sıt on the desk of a shıp whıle feel the sun will travel with you ..
A sweet coolness wıll touch to your back..
Dont worry, ıt ıs morning coolness and do not sıcken to you ..
You must take a Nazim Hıkmet poem book for readıng on the boat.
You can anyone but the best ones which contain Sprıng ın Prague.
Before boarding the ferries,
Do not forget to buy a simit(a specıall cake) from wharf.
whıch a small pıece for yourself,
a small pıece for yours ısland’s friends
and a small pıece for seegull whıch lıvıng on Bosphorous blue waters.
Islands boats smells the lilacs in the morning.
So that you must a deep breath before boarding.
You choose to deck for voyage the part of the sun ıs breathıng slowly,
Whıle servıng the morning, a tea ın the boat you present one glass turkısh tea for yourself,
You feel a piece of simit on your pocket
and the coolness morning with a blue rocking waves...
When you heart the Captain’s siren,
you look directly into the sea.
you wıll absent quietly
From the Galata Tower, from Ayasofya from the Blue Mosque ...
The Sultanahmet’s silhouette will stay behind you in the blue wave.
Whıle you are watching the waves whıch the boat ‘s throat ın the bosphorous,
Faraway
you will see ships whıch to anchor ın Yenıkapı Port.
You wıll see the reflected flıcker from ships decks
and a cool blue and brilliant in the Marmara Sea..
You cannot ımagıne how nice to stand up whıch ıs greetings to you from the Black Sea entrance of the standing the Bosphorus Bridge.
Whıle the boat ıs movıng
You wıll hear the next whıch seegulls screams
With the white wings and wonderful wanısh ...
Now,
You take a pıece of sımıt from your pocket
and share wıth seegulls whıle flyıng around you..
If you can throw carefully
the seegulls can collect whıle the pieces on the sky ..
Whıle the boat ıs dockıng gently
you wıll see to yours ıslands frıend whıch are waıtıng to you
Now, you take the last sımıt of your pocket to your hand
whıle you are embracıng wıth your frıends hearts
Put your sımıt to quietly on theirs pockets....
... Bon appetit.
13-05-2010 Thursday
08.03 am.
Efsun

10 Mayıs 2010 Pazartesi

9 Mayıs 2010 Pazar

BIR AKSAMI SEYRETMEK

Salonun penceresini kapatirken farkettim,
bir aksami seyretmenin ne kadar guzel oldugunu…
Tramvayin isiklari yanmisti.
Yolcular, aksamin bu ilk saatlerinde tek tek oturmuslardi koltuklara…
Karsi caddenin isiklari yanmis,
simitcinin reklami geceye dagilmaya baslamisti…
Samatya tarafindan yayiliyordu aksamin ilk renkleri..
Lacivert bir iliklik kaplamisti caddelerdeki agaclarin tepelerini
Bir de dallarda sallanan yesil yapraklari….
Gunluk kosusturmamiz icinde
Ne kadar uzak kaliyoruz dunyanin guzelliginden.
Bir tatil gununun boslugundan yararlanip,
yazliklarla kisliklarimi duzenledim bu gun ben..
Tek tek baktim elbiselerime, kazaklarima, kaskollarima…
Bir kIsI daha devirdik, nice tatli ve aci gunlerle…
Onlarin beni kusattigi gunleri andim,
yeniden giymek istediklerimi bir yana koydum,
artik bana olmayanlari baska bir yana…
Gunlerimizi de boyle ayiriyoruz aslinda…
Aylarimiz da, yillarimiz da…#
Boyle usul usul ayriliyoruz onlardan da…
Birer yaprak gibi kaybediyoruz dostlarimizi, sevdiklerimizi…
Bir aksami seyretmek gibi yasam,
Sessiz, sakin ve lacivert…
Her gun yeniden hissetmeliyiz bunu…
Ve her aksamustu heyecanla beklemeliyiz
Bir aksami seyretmenin keyfini…..

09-05-2010 Pazar 21,28
Istanbul..

TO WATCH AN EVENING

I noticed while to close the windows of the hall
How beatifull which to watch an evening become....
Tramway’s lambs have opened.
Passengers sitting individual seats in this the early hours of evening ...
On the oppositte street lambs have lighted.,
The bakery’s lights are diffusing to the night ...
The first colour of the nights are diffusing from Samatya Hills..
A warm azure have covered on the street trees the tops,
And green leaves swaying in the branches ....
In daily rushing,
we are far away the beauty of the world .
I benefit a sunday of a holiday,
I regulated my clothes to summer’s and winter’s....
One by one I looked at my clothes, sweater, scarf,
we passed a winter some sweet and some bitter days together. ...
I remember thats days,
I put a side what I want to wear again,
and I put another side what i dont wears ...

Well actually,we are assorting to our days like this,
Also our months and years, too ...
we are leaving gently form them ...
We lost our friends like a leaf .
The life like a watching of a night,
Quiet, calm and blue ...
Every day we must have to feel again ...
And every afternoon we must wait anxiously
The pleasure of watching an evening ..

09-05-2010 Sunday 21.28
Istanbul ..

4 Mayıs 2010 Salı

MORNING LETTER TO MY FRIEND


 

 

 

Monday, May 3, 2010. 6:51 morning.
Yesterday evening, I fell asleep  without clock alarm.

Because this morning, I woke up  a new  morning  in my life.

Since this morning, the clock needed things for me

-I need to be at the airport two hours before to plane

-there is two hour  to remained at train,
-Bus to get up ... etc..

words will be flay around me.

Since 1 May 2010  I  declared  my own holiday.
1 May Day,  I celebrated  the workers day  with my  Athens friends in Taksim Square.
Under the  brilliant sky,  what a historic day  to be Taksim after  32 years.

I retired on 1 September 2010 from  my bank.
Same-day afternoon, I  visited  a good friend for a coffee,

And my friend proposed me to  work at  Microsoft project which called "BAP xRM -Borrowing and Lending Platform"  law software programm.
I returned my  students  times.

Enforcement of bankruptcy rules and printed matter after all, with all the details….
In the process, actually over twenty years in my life, which  this  experience  it was very interseting.
Now this program is completed.
I took a deep breath and decided  a beautiful  holiday rights need to me.
From this day, I will  try to  tell  for you which places I've ever seen and been.
For example:
-In Salda Lake, 'll wake up early morning to watch the reflection of lights  on the lake  by listening to birds sounds while I drink my morning coffee.
-In Swetzerland  near the Are River of roses garden , on an evening of watching the red western sun  I will drink to my red vine.
-From the hill of the Acropolis in Athens  i will watch to Attica and i feel to my friends hearts.

 When to time returning  autumn period I will  back to Istanbul.
And I will  back to  re-enforcement and bankruptcy rules.

This time, a life which luck bring to me I will wonder very much..
Essence dear  friends, living with you so enjoyable.

A foggy morning in Istanbul  I am sending to you  my  morning letter.

I hope to see  and write to you  enjoyable  times for all us...
Friendship.
Efsun

DOSTLARIMA SABAH MEKTUBU

3 Mayıs 2010 pazartesi. Sabah 06.51.

Dun aksam saatimin alarmini kurmadan uyudum.

Cunku bu sabah , yasamiminda yeni bir sabaha uyandim.

Bu sabahtan itibaren bir saate ihtiyac duyacagim seyler;

-ucaga iki saat kala havaalaninda olmam gerek;

-trenin kalkmasina bir saat kalmis,

-otobus kalkmak uzere… vb. sozlerinde yankilanacak…

1 Mayis 2010 tarihinden itibaren kendime tatil ilan ettim.

Bayramimi, Atina”li dostlarimla birlikte kirmizi karanfillerle Taksim Meydaninda kutladim.

Piril piril gogun altinda, Taksim Meydanindaki havayi solumak ne tarihsel bir andi..
Uzun yillarimi gecirdigim bankamdan, 1 Eylul 2010 tarihinde emekli oldum.

Ayni gun ogleden sonra, bir kahve icin ugradigim cok sevdigim bir dostumun onerisi ile bir Microsoft projesi olan “BAP xRM-Borc Alacak Platformu” adli hukuk programi yazilim calismasina katildim.

Ogrencilik yillarima geri dondum.

Tum icra iflas kurallarini ve maddelerini bastan sonra, tum ayrintilari ile yeniden taradim.

Bu surec icinde, fiilen yirmi yila yakin icra dosyalarim uzerinde uyguladigim maddeleri, bir bilgisayar programina yerlestirmek ve onlarin ozunu yeniden kavramak cok ilginc bir deneyim oldu benim icin.

Simdi artik bu program tamamlandi.

Ben, derin bir nefes alarak; artik guzel bir tatili hak ettigimi dusundum.

Sizlere bu gunden sonra, gittigim gordugum yerlerdeki guzellikleri anlatmaya calisacagim.

Ornegin;

Salda Golunde sabahin ilk isiklarinin gole yansimasini seyretmek icin uyanacagim ve kus seslerini dinleyerek sabah kahvemi yudumlayacagim.

Isvicrenin Are Nehri kenarindaki gul bahcelerinde, bir aksam uzeri gunesin batisini seyrederek kirmizi sarabimi yudumlayacagim.

Atinanin Akropol tepesinden Attiki ovasini seyrederek dostlariminin yureklerini hissedecegim…

Ve zaman, sonbahara yaklasirken yeniden Istanbulda olacagim.

Yeniden icra ve iflas kurallarina donecegim. Bu sefer, yasam karsima nasil bir sans cikaracak iste bunu cok merak edecegim.
Ozunde dostlarim, sizlerle yasam cok keyifli.
Iste, sisli bir istanbuldan sizlere sabah mektubumu gonderiyorum.

Daha nice keyifli zamanlarda yazismak ve gorusmek uzere..

Dostlukla.

Efsun